Gazeteci Nail Azbay, "Mehmet Taytak Ne Söyledi?" başlıklı bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı...

MHP’nin Bolvadin’de 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü için düzenlediği toplantıya, Bolvadin Belediye Başkanı Derviş Aynacı ve MHP İl Başkanı Ahmet Kahveci’nin daveti üzerine katıldım.

Yol sisli olunca saat 10’daki toplantıya biraz gecikmeli olarak iştirak ettik.

Salona girdiğimde herkes kahvaltısını yapmıştı.

Mehmet Taytak konuşuyor, kameramanlar bu anları kaydediyordu. Çalışma arkadaşım Emre Baytaş da hemen kayıt tuşuna bastı ve yerini aldı. Bana da bir yer gösterildi, oraya oturdum ve dinlemeye başladım.

Yüze yakın ‘basın mensubunun’ dinlediği bir ortamda Mehmet Taytak sözü önce terörsüz Türkiye’ye getirdi. Bu konunun Türkiye’nin gündeminden çıkacağını söyledi.

‘İstismar edenler olacaktır’ diyerek Şehit Aileleri Derneği Başkanı İsmail Kumartaşlı’yı eleştirdi.

‘Oyumuz azalır azalmaz orada değiliz’ diyerek ‘millet bizi anladı’ dedi.

‘Kimse kan aksın istemez’ dedi ve Türkiye gündemine düşen o meşhur cümleyi kurdu:

“Abdullah Öcalan beyefendi süreçle ilgili açıklama yapacak.”

Ben, acaba doğru mu duydum diye etrafıma bakındım. O esnada çalışma arkadaşım Emre Baytaş da ‘Öcalan’a beyefendi’ dediği yönünde telefonuma mesaj gönderdi. Mehmet Taytak konuşmasını bitirdi, soru-cevap bölümüne geçildi.

Bu soruyu soran olacak mı diye bekledim. Birkaç kişi söz aldı; onlar da soru yerine genelde istek ve taleplerini dile getirip oturdu.

Tam bu soruyu sormak için el kaldıracaktım ki, Kanal 3 televizyonunun deneyimli ve tecrübeli muhabiri Mustafa Bayer bu soruyu sordu:

-“Diliniz mi sürçtü yoksa gerçekten beyefendi olduğunu mu düşünüyorsunuz?”

Mehmet Taytak da erkeklere beyefendi, kadınlara hanımefendi dendiğini, bu yüzden dilinin sürçtüğünü ve Abdullah Öcalan’ın bir terörist olduğunu söyledi.

Bu açıklamaların tamamının yer aldığı haberi ve videoyu en hızlı şekilde Afyon Postası’nda yayınladık.

Whatsapp Image 2025 01 12 At 13.38.02

30 Dakikada Türkiye Gündemine Düşen Açıklama

Biz Bolvadin’den Afyonkarahisar şehir merkezine gelmeden muhabirimiz Emre Baytaş’ın çektiği video çoktan Türkiye gündemine düşmüştü. Sanırım paylaşmayan kalmadı bu videoyu.

Biz, ‘beyefendi’ dediği kısmı da, ‘dilim sürçtü, Öcalan teröristtir’ dediği bölümü de olduğu gibi yayınladık.

Kimisi bu cümleleri hiç duymadan programı haberleştirdi, kimisi de sadece ‘beyefendi’ dediği kısmı yani işine gelen kısmı vererek, bizim videomuzu kesip biçip yayınlamayı tercih etti.

Bana göre ikisi de yanlış.

Afyon Postası olarak yayınlamayacağımız bir habere gitmeyiz, işimize gelen yeri değil bir bütün olarak her şeyi olduğu gibi verip takdiri okuyucuya bırakmanın daha doğru olduğuna inanıyor ve bu işi de böyle yapmaya gayret ediyoruz.

Bir de yayınladığımız haberde -hata yok ise- ‘rica’ üzerine haberi kaldırmama prensibini burada da sürdürdük.

Kısacası, söylenen bu söz her basın-yayın kuruluşu için bir haberdi.

Bunu yazabilmek ise tarafsızlık gerektirirdi. Biz de burada sadece işimizi yani haberciliğimizi yaptık.

Asıl Sorun Ne?

Bu olaydan sonra Türkiye’de siyaset yapan ya da siyaset yapmayı düşünen herkes iki kez düşünmeli.

Günümüzde siyasetin dili artık eskisi gibi değil. Bir yerde yaptığımız konuşma, bilginin paylaşım hızı ile kartopu misali yayılabiliyor.

Bunun yanında siyasi partilerin tepesi ile bazen vekiller, bazen de il düzeyindeki temsilciler istemeden de olsa ters düşebiliyor. Bunun temel nedeni ise parti içi iletişimsizlik.

Tepe örgütün alt kademeye doğru bilgilendirmeyi zamanında yapmaması ya da basın üzerinden değerlendirme yapılması, bilgiyi kullanmayan ya da tam manasıyla kullanamayan siyasileri zor durumda bırakabiliyor.

Bu dönem, ne söylediğini bilen, bilgiyle kendisini donatan ve yine bilgiyle konuşan siyasetçilerin dönemi.

Kitap Tavsiyesi

Her yazımı ilk okuyanlardan biri olan değerli arkadaşım Recep Mihrioğlu, “köşende neden kitap tavsiye etmiyorsun?” dedi.

‘Doğru, haklısın, yapabiliriz’ dedim.

Gidip aldığı 4 kitabı bana hediye etti.

‘Al bunları oku ve köşende değerlendirmeni yap, insanlara kitap tavsiyesinde bulun,’ dedi…

Aldığı kitapları okumaya başladım.

İlk kitap Ahmet Ümit’in kaleme aldığı “Agatha’nın Anahtarı” adlı kitap. Siyaset konuştuğumuz, hem şehir olarak hem de ülke olarak bir hayli gergin olduğumuz bu dönemde polisiye bir öykü olan bu kitap bana iyi geldi.

Akıcı bir dille kaleme alınmış bu eserde 15 öykü yer alıyor. Kitap şu anda bitmek üzere.

Siyasetten bunalanlar için, gerginliğin zirve yaptığı bu günlerden farklı bir dünyanın kapılarına ışınlanmak isteyenlere tavsiye ederim.

Whatsapp Image 2025 01 13 At 08.48.17